Anne
olmak insanın hayatını gerçek anlamda temelinden değiştiriyor. Özellikle benim gibi ikiz annelerinin
yaşadığı değişim, henüz anneliği öğrenememişken aynı anda iki çocuk annesi
olmak, hem gerçek bir mucize, hem de gerçek bir sınav olabiliyor.
Annelik
sınavında başarılı olmanın yolu en başta sevgi ve güven duygusunu çocuklara
verebilmek ve sonra da onları hayata en iyi şekilde hazırlamaktan geçiyor. Çocukların hayata hazırlanırken bebeklik
döneminden çocukluğa geçişten başlayarak çeşitli fiziksel aktivitelere
yönlendirilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bizim çocukluğumuzda –ki bu 80’li yıllara
denk geliyor – şehir hayatı şimdiki kadar karmaşık ve kalabalık değildi. Bu nedenle bizler şimdiki çocuklara göre çok
daha fazla sokakta özgürce koşup oynayabilen bir nesildik. Oysa şimdi görüyoruz ki çocukların okul
haricinde dışarıda geçirebildikleri zamanlar kısıtlanıyor.
Çarpıcı
bir örnek vermek gerekirse Türkiye Spor Kültürü Araştırması sonuçlarına göre
ülkemizde çocuklar günde ortalama 2 saatlerini bilgisayar başında
geçiriyor. Buna karşılık olarak 10
çocuktan sadece 2 si spor yapıyor ve 100 çocuktan sadece 1 tanesi profesyonel
olarak spor yapıyor.
Durum
böyle olunca annelerin çocuklara özgüven, disiplin ve sosyalleşme olanakları
sağlamaları için çocuklarını spora teşvik etmeleri çok önemli bir hale geliyor.
Tuna ve Nil 4 yaşından beri kreşe
gidiyorlar ve bu sene anasınıfındalar.
Geçtiğimiz 3 sene boyunca okulda jimnastik, bale ve folklor derslerine
devam ettiler. Henüz yaşları küçük
olduğu için başka bir spora yönlendirme yapmadık ama ilkokulla beraber onları
severek ve isteyerek yapabilecekleri sporlara yönlendirmek konusunda çok
kararlıyım. Spor yapmalarının onlara sadece profesyonel
olmak için değil hayatları boyunca programlı yaşayıp, hem hayatın keyfini hem de
sorumluluklarını yerine getiren birer birey olmayı öğreteceğini biliyorum. Üstelik spor yapan çocukların arkadaşlık
ilişkilerinde başarılı olmaları, düzenli
bir hayatı ve beslenmelerine dikkat etmeyi öğrenmeleri de bu konuya önem
vermemiz için çok önemli sebeplerdir.
Daha sağlıklı bir nesil ve toplum için tüm annelerin
çocuklarını profesyonel veya amatör olarak en azından bir spor dalını sevmeye
ve bunun için emek vermeye teşvik etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Hayatımda pek çok şeyi severek ve başarıyla
yapmış bir insan olarak spora uzak durmuş olmamın hayatımdaki en büyük eksiklik
olduğunu her zaman hissettiğim için çocuklarıma bu bilinci vermem gerektiğinin farkındayım.
Tuna ve Nil için
spor aktiviteleri araştırdığım bugünlerde Türkiye’de gerçekleştirilen “Olimpik
Anneler Projesi”nden haberim oldu.
P&G Türkiye ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), annelerin
çocuklarını spora yönlendirmelerini teşvik etmek amacıyla, ülke çapında
“Olimpik Anneler” projesini başlatıyor. Olimpik Anneler projesinin temel hedefi
ülke çapında çocukların spora teşvik edilmesi için farkındalık ve bilinç
oluşturmak.
Proje kapsamında, annelerin çocuklarını spora
yönlendirmeleri ve farkındalık yaratmaları amacıyla sporcu anneleri,
çocuklarına spor yaptıran anneler ve fikir önderlerinden oluşan Olimpik Anneler
Kurulu oluşturuldu. Bu kurul Türkiyede spor alanında kurulmuş ilk sivil toplum
örgütüdür.
Ayrıca
P&G Nisan ayı itibari ile başlayacak 1 paket= 1 destek kampanyası ile
alınan her P&G ürününden elde edilen gelirin bir kısmını Türkiye’de
çocuklarımızın sporla büyümesi için bağışlıyor.
Ben
de tüm anneleri çocuklarını spora teşvik ederek birer “Olimpik Anne” olmaya
davet ediyorum. Annelik serüveninde çocuklarımız
için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri de spor konusunda destek olmak ve
doğru şekilde teşvik etmek olacaktır.
Konu
ile ilgili www.olimpikanneler.com sayfasından daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Unutmayın,
“Çocuklar Sporla Büyüyor”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder