14 Nisan 2015 Salı

TUNA VE NİL “SPOR”LA BÜYÜSÜN



Anne olmak insanın hayatını gerçek anlamda temelinden değiştiriyor.  Özellikle benim gibi ikiz annelerinin yaşadığı değişim, henüz anneliği öğrenememişken aynı anda iki çocuk annesi olmak, hem gerçek bir mucize, hem de gerçek bir sınav olabiliyor.

Annelik sınavında başarılı olmanın yolu en başta sevgi ve güven duygusunu çocuklara verebilmek ve sonra da onları hayata en iyi şekilde hazırlamaktan geçiyor.  Çocukların hayata hazırlanırken bebeklik döneminden çocukluğa geçişten başlayarak çeşitli fiziksel aktivitelere yönlendirilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum.  Bizim çocukluğumuzda –ki bu 80’li yıllara denk geliyor – şehir hayatı şimdiki kadar karmaşık ve kalabalık değildi.  Bu nedenle bizler şimdiki çocuklara göre çok daha fazla sokakta özgürce koşup oynayabilen bir nesildik.   Oysa şimdi görüyoruz ki çocukların okul haricinde dışarıda geçirebildikleri zamanlar kısıtlanıyor.

Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Türkiye Spor Kültürü Araştırması sonuçlarına göre ülkemizde çocuklar günde ortalama 2 saatlerini bilgisayar başında geçiriyor.  Buna karşılık olarak 10 çocuktan sadece 2 si spor yapıyor ve 100 çocuktan sadece 1 tanesi profesyonel olarak spor yapıyor.

Durum böyle olunca annelerin çocuklara özgüven, disiplin ve sosyalleşme olanakları sağlamaları için çocuklarını spora teşvik etmeleri çok önemli bir hale geliyor.
Tuna ve Nil 4 yaşından beri kreşe gidiyorlar ve bu sene anasınıfındalar.  Geçtiğimiz 3 sene boyunca okulda jimnastik, bale ve folklor derslerine devam ettiler.  Henüz yaşları küçük olduğu için başka bir spora yönlendirme yapmadık ama ilkokulla beraber onları severek ve isteyerek yapabilecekleri sporlara yönlendirmek konusunda çok kararlıyım.  Spor yapmalarının onlara sadece profesyonel olmak için değil hayatları boyunca programlı yaşayıp, hem hayatın keyfini hem de sorumluluklarını yerine getiren birer birey olmayı öğreteceğini biliyorum.  Üstelik spor yapan çocukların arkadaşlık ilişkilerinde başarılı olmaları,  düzenli bir hayatı ve beslenmelerine dikkat etmeyi öğrenmeleri de bu konuya önem vermemiz için çok önemli sebeplerdir.

Daha sağlıklı bir nesil ve toplum için tüm annelerin çocuklarını profesyonel veya amatör olarak en azından bir spor dalını sevmeye ve bunun için emek vermeye teşvik etmeleri gerektiğini düşünüyorum.  Hayatımda pek çok şeyi severek ve başarıyla yapmış bir insan olarak spora uzak durmuş olmamın hayatımdaki en büyük eksiklik olduğunu her zaman hissettiğim için çocuklarıma bu bilinci vermem gerektiğinin farkındayım.

Tuna ve Nil için spor aktiviteleri araştırdığım bugünlerde Türkiye’de gerçekleştirilen “Olimpik Anneler Projesi”nden haberim oldu. 

P&G Türkiye ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), annelerin çocuklarını spora yönlendirmelerini teşvik etmek amacıyla, ülke çapında “Olimpik Anneler” projesini başlatıyor. Olimpik Anneler projesinin temel hedefi ülke çapında çocukların spora teşvik edilmesi için farkındalık ve bilinç oluşturmak.

Proje kapsamında, annelerin çocuklarını spora yönlendirmeleri ve farkındalık yaratmaları amacıyla sporcu anneleri, çocuklarına spor yaptıran anneler ve fikir önderlerinden oluşan Olimpik Anneler Kurulu oluşturuldu. Bu kurul Türkiyede spor alanında kurulmuş ilk sivil toplum örgütüdür.

Olimpik Anneler Kurulu, projenin ülke çapına yayılması için Türkiye’nin farklı bölgelerinde ve halk ile biraraya gelerek bilinçlendirme aktiviteleri gerçekleştiriyor.

Ayrıca P&G Nisan ayı itibari ile başlayacak 1 paket= 1 destek kampanyası ile alınan her P&G ürününden elde edilen gelirin bir kısmını Türkiye’de çocuklarımızın sporla büyümesi için bağışlıyor.

Ben de tüm anneleri çocuklarını spora teşvik ederek birer “Olimpik Anne” olmaya davet ediyorum.  Annelik serüveninde çocuklarımız için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri de spor konusunda destek olmak ve doğru şekilde teşvik etmek olacaktır.

Konu ile ilgili  www.olimpikanneler.com sayfasından daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Unutmayın, “Çocuklar Sporla Büyüyor”.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder