18 Şubat 2011 Cuma

“Kısmen” Çalışan İkiz Annesi

Mesleğim içmimarlık. 1997 senesinde okulu bitirdikten sonra hep çalıştım ve mesleğimi hep çok sevdim. Çok düzenli bir çalışma hayatım olmadı ama önüme çıkan fırsatları değerlendirmeye çalıştım genelde. Ankara’da pek çok projede görev aldım ve en son evlenmeden önce 2004 senesinde 6 ay süreyle Antalya’da 5 yıldılı bir otel projesinde çalıştım. Evlilikle birlikte İzmir’e yerleştik ve burada çalışmaya başladığım işten 1.5 sene sonra ayrılarak serbest ya da başka bir deyişle free-lance olarak çalışmaya başladım. Aslıda en çok istediğim kendime ait bir tasarım ofisim olmasıydı ama hem bu şehirde fazla çevrem olmadığı için, hem de eşimle birlikte artık çocuk istediğimiz için bir iş kurmaya cesaret edemedim.

İkiz mucizelerim dünyaya gelene kadar bir şekilde işlerimi yürüttüm ev-ofis sistemiyle. Doğumdan sonra uzun bir süre çalışamayacağımı biliyordum. Tek çocuğumuz olsa da kendim bakmayı istiyordum ama iki tane olunca zaten kendiliğinden çalışmayan bir anne oluverdim.

Tabii kısa bir süre sonra kendimi boşlukta hissetmeye başladım ve bebeklerim 3 aylıkken yarım kalan yüksek lisansımı çıkan aftan yararlanarak bitirmeye karar verdim. Akşamları bebeklerim uyuduktan sonra 2-3 saat kadar uyuyup gece 12’den sabah 5’e kadar tezim için çalışıyordum bu dönemde. Ciddi bir uykusuzluk ve stres vardı üzerimde. O beş saat süresince bebeklerim uyanıyordu ve emziriyordum aynı zamanda. Hiç kolay olmadı, hem de hiç. En sonunda 2010 Mayıs ayında Ankara’ya giderek Odtü Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde tez jürime çıktım ve tezim kabul edildi. Bu benim için çok büyük bir mutluluktu. Öğretim hayatımda yarım kalan tek şeyi tamamlamış olmanın mutluluğuydu bu.

Tuna ve Nil 10 aylıkken bir iş teklifi geldi, bir cafe için tasarım ve sunum yapacaktım. Bu işle birlikte yine evden ufak tefek projeler yapmaya başladım. Çok para kazanmasam da bebek bakımı ve ev işleri haricinde bir şeyler yapıyor olmak beni tatmin ediyordu. Ama aklımda hep üniversitede bir şeyler yapabilmek vardı.

Ve işte geçen hafta o beklediğim gün geldi çattı. İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nden arkadaşım aradı ve beni bir ders için önereceğini söyledi. Hemen iki gün sonra dekan ve bölüm başkanlarına kısa bir İngilizce sunuş yaptım ve okula kabul edildim.


İzmir Ekonomi Üniversitesi Kampüsü

Önümüzdeki haftadan itibaren bu üniversitede Maket Yapımı dersi veriyor olacağım Misafir Öğretim Görevlisi olarak. Çok keyifliyim ve çok heyecanlıyım. Sadece haftada bir gün bile olsa tekrar evden çıkmak ve “işe yaradığımı hissetmek” bana çok iyi gelecek bundan eminim.

Umarım her şey hayal ettiğim kadar güzel olur ve iyi bir “öğretmen” olmayı başarabilirim.

9 yorum:

  1. tebrik ederim. bu hevesle eminim ki iyi bir öğretmen olursunuz.

    YanıtlaSil
  2. hayırlı olsun :) başaracağına eminim...

    YanıtlaSil
  3. Tebrikler ve başarılar sevgili Işık.Seni kutluyor,öpüyorum.

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkürler İdil :)ben de öperim

    YanıtlaSil
  5. :) ben de içmimarım mimarsinandan ama şehir insanı olamadım, gezdim de gezdim, dönüp bir de bodruma yerleştim :) tabii istediğim işi türkiyede hiiç bulamadım, uçan kaçan tasarımlar, olsun, bir gün belki...bu arada da hamileyim ve çok keyifliyim, bakalım hayat maceralara nasıl devam edecek :)
    ikizler için ayrıca tebriklerrr

    YanıtlaSil
  6. Merhaba Berrak,
    Bloguna da baktım, ne kadar güzel ve heyeca dolu. Ülkemiz maalesef mesleğimiz için acıklı bir yer şu anda. Ben de hamileliğini tebrik ederim ve sonuna kadar tadını çıkartmanı dilerim. Çok özel bir duygu, eminim hissdiyorsundur. Güzel haberlerini beklerim :) Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Eeee, nasıl gidiyor öğretmenlik? Merak ediyorum...

    YanıtlaSil
  8. Çok keyifli ve heyecan verici öğretmenlik, umarım devam eder hep. Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil