Bugünden itibaren 35 yaşındayım diyeceğim önümüzdeki 1 sene boyunca. Hani yolun yarısı dedikleri 35. Bir 35 sene daha yaşayabileceksem daha ne isterim ki diye düşüdüm ve bu fikir çok hoşuma gitti. İnsan anne olduktan sonra hep çocuklarının geleceğini, ne kadar daha onların yanında olabileceğini, hayatla olan mücadelelerinde onlara ne kadar destek olabileceğini düşünüp duruyor, en azından benim için öyle.
Bebek Işık - 1975 |
Geçtiğimiz sene bugünlerde karnım tam anlamıyla burnumda, artık sabırsızlığın doğruğunda, zor günler geçirerek bebeklerimi bekliyordum. Şimdi dönüp baktığımda koca bir senenin nasıl su gibi akıp gittiğine şaşırıp kalıyorum. Neler neler oldu hayatımın şu son 1 senesinde, ne kadar çok şey değişti, ne kadar büyük mutluluklar yaşadım. Sabahları iki bebeğimin cıvıltılarıyla uyandığım, onları kucakladığım bu günlerde böyle bir mutluluk olabilir mi diye soruyorum sık sık, böyle bir sevgi, böyle büyük bir tatmin. Anne olmaya alışmak, uykusuz geçen geceler boyu iki bebeğimin birden karnının tok, altının kuru, keyfinin yerinde olması için çaba sarfetmek, ikiz mucizelerimin saniye saniye nasıl büyüdüklerine, dünyayı keşfetmeye başlamalarına, gülücükler, agular ve ufak kelimeler keşfetmelerine, önüne geçilemez merakları yüzünden oldukça erkenden tutunarak, ayağa kalkarak, emekleyerek özgürlüklerini ilan etmelerine ve hep hayal ettiğim gibi – biraz kavga, çekişme ile olsa da – birbirleri ile oturup oyunlar oynamaya başlamalarına şahit olmak beni bir yaş değil bir kaç yaş olgunlaştırdı ve hayatın "öz"ünü gösterdi.
Anne Işık - 2010 |
Bu dönemde daha önceki hayatımda yer verdiğim pek çok şeyden fedakarlık ettiğim, etmek zorunda kaldığım da bir gerçek. Mesleğim, hobilerim, eşime ayırabildiğim zaman, arkadaşlarımla geçirdiğim vakit ve daha pek çok şey hayatımdan eksildi. Zaten büyük bir hüzünle çocuklu olduktan sonra etrafından ne kadar çok insan eksildiğini görüyor insan aynı zamanda. Ben mi eksildim yoksa diye düşünüyorum bazen ama hayatımdaki değişiklikler içimdeki “ben”i değiştirmedi ki? O Işık hala aynı Işık ve anne olmuş olsa da arkadaşlığa, desteğe ve paylaşmaya her zamankinden çok ihtiyacı var. Ama 35 yaşını doldurduğu bu senede artık arkadaşlık ve dostluğa olan inancını hepten kaybetmiş bir Işık var ve o Işık artık biliyor ki hiç kimse insana ailesinden daha yakın, daha samimi, daha arkadaş ve daha dost olmazmış, varsın olmasın!
Çok değil 15 gün sonra bebeklerim artık bebeklikten çıkıp 1. yaşgünlerini kutlayacaklar. Beni çok daha değişik, çok daha heyecan verici ve eğlenceli günler bekliyor biliyorum. 35. yaşım harika geçecek bundan eminim. İyi ki doğmuşum, iyi ki beni istemiş anneciğim ve babacığım, iyi ki ablamın kardeşi, eşimin sevgilisi olmuşum ve iyi ki doğurmuşum ikiz mucizelerimi. Benden daha mutlusu var mı?
Gracias a la Vida! Bir kez daha gelsin benim için hayatta en sevdiğim şarkı, Joan Baez ve Mercedes Sosa’nın harika yorumuyla elbette. Dinleyin ve keyfini çıkartın. (Sözleri ve Türkçe çevirisi aşağıda)
joan BAEZ - Mercedes SOSA - gracias a la vida
GRACIAS A LA VIDA
gracias a la vida, que me ha dado tanto.
me dio dos luceros, que cuando los abro,
perfecto distingo lo negro del blanco,
y en el alto cielo su fondo estrellado,
y en las multitudes el hombre que yo amo.
gracias a la vida, que me ha dado tanto.
me ha dado el oído que, en todo su ancho,
graba noche y día grillos y canarios
martillos, turbinas, ladridos, chubascos,
y la voz tan tierna de mi bien amado.
gracias a la vida, que me ha dado tanto,
me ha dado el sonido y el abecedario.
con él las palabras que pienso y declaro,
"madre,", "amigo," "hermano," y los alumbrando
la ruta del alma del que estoy amando.
gracias a la vida, que me ha dado tanto.
me ha dado la marcha de mis pies cansados.
con ellos anduve ciudades y charcos,
playas y desiertos, montañas y llanos,
y la casa tuya, tu calle y tu patio.
gracias a la vida que me ha dado tanto
me dio el corazón, que agita su marco.
cuando miro el fruto del cerebro humano,
cuando miro al bueno tan lejos del malo.
cuando miro el fondo de tus ojos claros.
gracias a la vida que me ha dado tanto.
me ha dado la risa, y me ha dado el llanto.
así yo distingo dicha de quebranto,
los dos materiales que forman mi canto,
y el canto de ustedes que es el mismo canto.
y el canto de todos que es mi propio canto.
gracias a la vida que me ha dado tanto.
TEŞEKKÜRLER HAYAT
"teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
iki göz verdin bana, her açtığımda onları
kusursuzca ayırt edebiliyorum siyahı beyazdan,
ve cennetin yıldızlı görüntüsünü,
ve de kalabalıklar içerisindeki sevdiğimi
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana ses ve harfleri verdin,
ve onlarla haykırıp, düşünebildiğim kelimeler,
anne, arkadaş,kardeş ve yanan ışık,
bir de sevda, duygularıma yol gösteren
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
sesi verdin, bütün şiddetiyle hayatı içeren
gece gündüz cırcırböceklerini ve kanaryaları kaydeden,
çekiç seslerini, motorları, köpek havlamalarını, fırtınaları da,
ve sevdiğimin yumuşak sesini de.
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
yorgun ayaklarımın adımlarını verdin
onlarla şehirleri ve gölcükleri gezdiğim
ve kumsalları ve çölleri, dağlar ve ovaları
ve yürüdüğüm, senin evin, senin cadden, ve senin avlunu
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana gülüşü, gözyaşlarını verdin
böylece yıkıntılardan kısmeti ayırdığım
şarkımı yapan iki maddeyi
ve benim olan hepinizin şarkısını..."
Teşekkürler Hayat'ım benimle olduğun, beni seçtiğin için.. nice yillara tatlım..
YanıtlaSil:)) Seni çok seviyorum bitanem. Hepberaber nice yıllara.
YanıtlaSil