29 Ağustos 2017 Salı

Tuna & Nil 8 Yaşında

Tam 8 sene önce bu sabah iki melek verdiler kucağıma.
"Artık annesin" dedi ablam.
İki bakıma muhtaç bebek şimdi 8 yaşını bitirmiş, sevgi ve heyecan dolu halleriyle anneliğin en güzelini tattırıyorlar bana.
Siz bu hayatta yaptığım en güzel şeyler, İKİZ MUCİZELERİM, gülüşünüz hiç solmasın ve hayat size hep cömert davransın.
Sizi çok seviyorum.













❤️

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Tuna & Nil 7 Yaşında

Senede 1 yazı yazmak bir bloggera hiç yakışmıyor belki ama öyle bir sene geçirdik ki, kendimi İlkokul 1. sınıftan mezun olmuş gibi hissediyorum. :)

(Ayrıca kendimi bir blogger olarak görmüyorum, sonuçta sadece keyif için yazıyorum.)

Koskoca 1 yıldır neler mi yaptık?

Tuna & Nil okuma, yazma öğrendiler
Okulun artık oyundan ibaret olmadığını öğrendiler.
Bir sürü yeni arkadaş edindiler.
Almanca öğrenmeye başladılar.
Pek çok alanda denemeler yapmaya başladılar.
Tuna Lego ve yüzme ile ilgileniyor, Nil resim ve dansı seviyor.
Piyano öğrenmeleri ve müziğin hayatlarının bir parçası olması için ders alıyorlar.
Her ikisi de resim yarışmalarında ödül aldılar.
1. sınıfı başarı ile tamamladılar.
Bizi gururlandırdılar.



 





Ben neler mi öğrendim?

İlkokul 1. sınıf bizim zamanımızdaki gibi değilmiş.
Anne olmadan ilkokul eğitimi olmazmış. (Bizim zamanımızda oluyordu)
İkiz annesi olmak okul vakti gelince de kolay değilmiş. (Ne güzel, ikisi birarada demeyin)
Çocuklar okuldayken çok özleniyormuş. (evet deliyim ben)
Çalışan anne olmak  (yorucu da olsa)  harika bir şeymiş.
ve tabii tatil harika bir şeymiş :)



Gerçekten bu sene tatilin tadını çıkarttık sanıyorum.
Bir sene boyunca okul rutini yaşamış olan Tuna ve Nil tatilin her gününü doya doya yaşadılar.
Onlar mutlu olunca ben mutlu oldum, ben mutlu olunca da onlar.
Hem deniz, kum, güneş, hem aile ile daha çok vakit geçirmek, hem de yeni şeyler keşfetmek tatilimizin özeti oldu.



 



Hem tatil için gittiğimiz yerler hem de Ankara günleri harikaydı.





En önemlisini unuttum.  Ailemize iki yeni minik katıldı.
Bir mucize, ikinci ikiz mucize de diyebiliriz.
Tuna ve Nil'in artık ikiz kuzenleri var.  Kerem ve Deniz tek yumurta ikizleri.
Dünya tatlısı iki minik hayatımıza yeni bir renk kattı, Tuna ve Nil'i abi ve abla yaptılar.
(Onların fotoğraflarını henüz paylaşmıyoruz, anne ve babası izin verince :) )

Bu uzun ve güzel tatilmiz biterken Tuna ve Nil'de 7 yaşını doldurdular.



Doğumgünlerini Ankara'da ailemizle kutladık.
Bir kaç gün sonra da İzmir'e dönüyoruz ve 2. sınıf başlıyor.  Hepimizi yeni maceralar bekliyor.

Tuna'm
Tatlı, meraklı, heyecanlı ve kaşif ruhlu oğlum
Yeni yaşın sana tüm renkleri getirsin
Hayal ettiğin her şeyi gerçekleştirebileceğin bir yıl olsun.



Nil'im
Narin, duygusal, akıllı ve İyi yürekli kızım
Yeni yaşın sanatçı ruhunu keyifle, güzelliklerle doldursun.
Güzel yüzün gülsün, gözlerin neşe ile parlasın.



Sizi her şeyden çok seviyorum...

8 Eylül 2015 Salı

Tuna ve Nil İlkokul'a Başladı

Uzun bir yaz tatilinin ardından anasınıfı mezunu kuzular Tuna ve Nil için ilkokul macerası 8 Eylül günü başladı.


Onlar çok fazla hissetmese de biz aylarca okul konusunda ne yapacağımızı düşündük. "Devlet okulu mu?  Özel okul mu?" soruları pek çok anne babanın olduğu gibi bizim de gündemimizde çok büyük yer işgal etti.  Devlet okulları ile ilgili hemen hemen herkesin görüşü aynıydı.  "İyi bir öğretmen bulun".  Ancak sadece iyi bir öğretmen bulmak yeterli miydi?  Eğitim sistemindeki sürekli değişen ve bir türlü oturamayan taşlar, devlet okullarının fiziki şartları, yarım gün olması sebebiyle benim üniversitede ders vermemin artık neredeyse imkansız olacağı ve daha bir çok yönü bizi özel okulları araştırmaya yöneltti.

Yine uzun araştırmalar ve fikir alışverişleri sonunda özel okul kararını aldık.  İngilizce eğitim dışında özel okullarda ne gibi artılar olabilirdi?   Hangi özel okul verilen paraya değerdi?
Yine sorular, yine araştırmalar.  

Nihayetinde İngilizce dışında bir dil öğrenmelerinin faydalı olabileceğini anladık.  Böylece birinci dil olarak Almanca ve beraberinde İngilizce eğitim veren Takev (Türk Alman Vakfı Okulları) bizim listemizde yerini aldı.  Yaptığımız görüşmeler sonucunda da Tuna ve Nil'in kaydını yaptırdık.


Okul heyecanı ile sabırsızlanan miniklerim okulun açılacağı gün formalarını giydiler, çantalarını aldılar ve işte yeni maceraları başladı.  



Okulu hemen benimsediler ama onlar için zorlayıcı olan ilk kez birbirlerinden ayrılacak olmalarıydı.  İkiz kardeşlerin "ayrı" sınıflarda olmasının daha iyi olduğu görüşü her zaman kuvvetliydi ben kabul etmek istemesem de.  Bu konuda çok düşündüm, okudum, araştırdım.  Sonunda aslında birbirleri ile sürekli yapışık olmalarının onlara faydadan çok zarar getirebileceğine ikna oldum.  Neyse ki onların da baştaki kaygıları okula başladıktan sonra sürmedi ya da mecburen kabullendiler.  Şimdi her dersten sonra tenefüslerde buluşarak hasret gideriyorlar.

Bakalım zaman ne gösterecek?  İki haftada bir anda daha çok büyüdüler sanki.  Yürüyüşleri, konuşmaları bile değişti.  Kendilerinde yeni şeyler keşfetmeye başladılar.  Bunu çok net görebiliyorum.



Uzun bir yolun başındasınız canlarım. Okula başlanınca hep "başarılar" dilenir ama ben size "mutluluklar" diliyorum, çünkü biliyorum ki severek yapacağınız her iş zaten size başarı olarak geri dönecektir.

Okul hayatınız mutlu geçsin mucizelerim :)


29 Ağustos 2015 Cumartesi

Tuna ve Nil 6 Yaşında















Hayatımın anlamın değiştiren iki mucize.
Kollarımda minicik ve çaresiz iki bebekken hızla büyüyen iki melek.
Saniye saniye büyümelerini heyecanla izlediğim güzel çocuklarım.

6 yaşı bitirdiniz bu yaz sonunda ve artık 7 yaşındaki her çocuk gibi meraklı, hareketli, heyecan dolusunuz. Hayat sizin için hep sürprizlerle dolu, her gün yeni bir macera. Tabii benim için de öyle. :)

 

Hep söylüyorum, 29 Ağustos 2009 benim ikinci doğumgünüm.
Sizlerle yeniden doğdum, yeni bir hayata başladım.
Sizin de her doğumgününüz bir öncekinden daha fazla güzellikler getirsin miniklerim.
Mutlulukla parlayan gözlerinize hiç gölge düşmesin.
Hayatı iyisiyle, kötüsüyle, neşesiyle, zorluğuyla göğüslemeyi bilin.
Her zaman kendinize, içinizdeki sese ve bilginize güvenin.
Hayatıma kattıklarınız için teşekkür ederim.

Sizi herşeyden çok seviyorum...

İyi ki doğdun Tuna'm - İyi ki doğdun Nil'im



29 Haziran 2015 Pazartesi

Çizgi Filmler ve Disney Channel

Çizgi Film benim için çok büyülü bir şeydi küçükken.  Tek kanallı televiyon ile büyüyen nesilden biri olarak çok kısıtlı zamanlarda çocuklar için yayın yapılan saatlerde ablamla birlikte  televizyonun karşısında yerimizi alır ve adeta büyülenmiş bir şekilde.  Her yeni bölümü hafızamıza kaydeder ve sonra da oyunlarımızda kendimizce o rollere girerdik.

Bu sene 6 yaşını bitirmekte olan Tuna ve Nil ikiz kardeş olmalarına rağmen elbette apayrı iki karaktere sahipler.  Aynı yaşta fakat farklı iki cinsiyetle aynı evin içinde yaşıyorlar, hem de farklı beğenileri ve tercihleri ile birarada büyüyorlar.  Tuna yaşıtlarından farklı olarak süper kahramanları hiç sevmeyen bir erkek çocuk.  Çizgi film izlerken tercihleri de genellikle çok daha hümanist, gerçek dünya ile ilişkili ve merak uyandıran seçenekler oluyor.  Nil ise pek çok yaşıtı gibi prensesler dünyasından keyif alıyor, onlar gibi giyinmekten hoşlanıyor ve prenses rolüne girmeyi seviyor.  Anneleri olarak benim için zor olan, onların ortak bir paydada buluşabileceği, ikisinin de aynı anda severek izleyebileceği çizgi filmler bulabilmek.

 
Tuna ve Nil’in birlikte izleyebilecekleri hem eğitici hem de eğlenceli olabilecek çizgi filmler araştırırken Disney Channel’da yayınlanan bazı çizgi filmlerle tanıştım.  Disney Channel Türkiye 5-11 yaş aralığındaki çocuklar ve ailelerinin birlikte keyifle izleyebileceği hem eğlenceli  hem de öğretici içerikler yayınlıyor.  Küçük yaş grubuna hitap eden Prenses Sofia, Doktor Dottie ve İlaçları, Jake ve Varolmayan Ülkenin Korsanları; biraz daha büyük gruba yönelik ise Doraemon, Fineas ve Förb, Esrarengiz Kasaba, Muhteşem Örümcek Adam gibi çizgi filmlerin yanı sıra tüm ailenin hep beraber keyifle izleyebileceği Disney’in  sinema klasiklerini yayınlıyorlar.  

Benim bu yazıda bahsetmek istediğim Tuna ve Nil’in severek izlediği  iki çizgi film var.  Prenses Sofia ile Jake ve Varolmayan Ülkenin Korsanları.


 
12 yaşındaki bir kızın hikayesini anlatan Prenses Sofia  sayesinde Tuna ve Nil  kardeşlik ilişkilerini, aileye saygının önemini ve birbirlerini kollamayı öğreniyorlar.  Görsel anlamda yarattığı dünya ile çocukların hayal gücünü etkilemesi ve çocukları hayvan sevgisine yöneltmesi de anne olarak benim dikkatimi çekiyor.  Prenses Sofia’yı Disney Channel’da hafta içleri saat 17:00’de kaçırmadan izliyoruz.

        


Kaçırmadan izlediğimiz bir diğer çizgi film ise Disney Channel’da yayınlanan Jake veVarolmayan Ülkenin Korsanları”. O da hafta içi her gün saat 11.30’da. Tuna ve Nil’in en sevdikleri çizgi filmlerden biri olan  “Jake ve Varolmayan Ülkenin Korsanları” çocukları öğrenmeye ve fiziksel aktiviteye teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda birçok çizgi filmin aksine gerçekçi matematiksel konseptler de içeriyor. Böylece çocuklar sayı sayma, şekiller, uzaklık kavramlarıyla tanışıyor.


Tuna ve Nil Prenses Sofia’yı izledikten sonra aralarında ondan öğrendikleri repliklerle oyun kurabiliyorlar ve en güzeli aldıkları mesajlarla güzel olan kardeşlik ilişkilerini çok güzel bir şekilde ortaya koyabiliyorlar.   Jake ve Varolmayan Ülke’yi izlerken çok gülüyor ve eğleniyorlar.  Benden istedikleri harita ellerinde, kendi ülkelerinde keşfe çıkıyorlar.  Tuna’nın zaten varolan öğretme hevesi ve merakı Nil’in öğretmen edasıyla birleşince ben de onların oyununu izlemekten ve onlara katılmaktan çok keyif alıyorum. Bazen Nil çizgi filmdeki Jake oluyor ve liderlik yapıyor, Tuna’da Cubby gibi haritalarla doğru yolu bulmalarına yardım ediyor.  Bu durumda bana da Izzy rolü düşüyor ve peri tozu sayesinde Jake ve ekibinin uçmasını sağlıyorum. 


Prenses Sofia’nın bazı bölümlerinde çocukların karşısına çıkan Pamuk Prenses ve Sinderella gibi tanıdık masal kahramanları onların hem farklı hikayeler arasında bağ kurmasını sağlıyor hem de bildikleri karakterleri görmenin mutluluğunu yaşıyorlar.  Bir yandan da anne-baba olarak kendi çocukluğumuza ait karakterleri onlarla birlikte izlediğimizde Disney’in nesiller boyu ailemizin yanında olduğunu hissedebiliyoruz.  Küçüklüğümüzde hayranlıkla izlediğimiz Disney bizim için artık çocuklarımıza bıraktığımız bir miras niteliği taşıyor.


Tuna ve Nil’in yaşıtı çocuklar çizgi filmlerdeki olaylardan, konuşmalardan ve görsellerden tahmin ettiğinizden çok daha fazla etkileniyorlar.  Ekranda gördükleri ile gerçek dünya arasında bağ kuruyorlar ve bazen o hayal dünyasına kendilerini gereğinden fazla kaptırabiliyorlar.  Bu noktada en önemli olan şeyin çocuklarımıza televizyonda izlemiş oldukları dünya ile gerçek dünyayı ayırt edebilecek düşünce yapısını kazandırmak olduğunu düşünüyorum.  Böylece televizyon ekranında gördüklerinin hayatta işlerine yarayabilecek kısımlarını kendilerine almaları ve geri kalanını orada bırakabilmeleri çok daha kolay olur diye düşünüyorum.

Anne babalara ve diğer aile büyüklerine düşen en önemli görev çocukların izleyecekleri her türlü film, çizgi film ve görsellerin içeriği konusunda seçici olmaktır.  Bunu yapabilmek için çocuklara izletilecek her şey büyükler tarafından önceden izlenmiş olmalıdır veya en azından yaş grubuna uygunluğu kontrol edilmelidir.  Bazen anne olarak çocuk kanalı bile olsa çocuklar için anlamsız ve hatta zararlı olabilecek içeriklerle karşılaşabiliyoruz.  Bu yüzden çocuklarımızı “televizyonun önünde unutmamalı” ve her zaman izledikleri programları kontrol altında tutmalıyız.  Her önüne geleni seyretmesine izin verdiğimiz zaman yanlış bilgiler, hayal gücünü yanlış yönlendirebilecek vurgular, korkularını körükleyebilecek içeriklerle başbaşa kalmalarına sebep olmuş oluruz.

Çocuklarımızın görsel, matematiksel ve fiziksel gelişimleri yanısıra dil gelişimlerini ve hayal güçlerini geliştirmek bizim elimizde.  Bunun için doğru materyalleri kullanmak, onları hayata doğru bir şekilde hazırlamak bizim sorumluluğumuzdur. Ebeveyn olarak endişelerime cevap veren gönül rahatlığıyla ailelere tavsiye edebileceğim Disney Channel’ı biz uydu üzerinden şifresiz olarak izliyoruz, tekrar çocuk olmanın hayalini kuruyoruz. Bunu başaramayacak olsak da onların dünyasını paylaşarak içimizdeki çocuğu yaşatabiliriz.